DİZİ & SİNEMA FİLMİ ÇEKMEK


Her yönetmenin kafasında mutlaka bir ‘film çekme fikri’ vardır. Ancak bir fikrin gelişiminde anlık kıvılcımların yanı sıra bir sürecin de varlığının olduğunu kabul etmek gerekir. Bu süreç dayanakları kuşkusuz ki apayrı noktalardadır. Bir yönetmenin içsel durumu da fikir bulma sürecini etkileyebilir, o günün ekonomik koşulları da toplum içine olan trendler de fikir bulma etkisi için iyidir ya da bu etki kötüdür demek doğru olmayacaktır.

Film, yönetmenin ve senaristin hayal gücüne dayanan bir sanat eylemi olmasının yanısıra maddi getirisi de olan bir girişimdir. Bu açıdan bakıldığında aslında ne yönetmenin ne de senaryo yazarının yarattığı fikrin niteliğinin önemi olmayabilir. Önemli olan tek şey o filmin gişe yapıp yapamayacağıdır. Bu tarz bir fikir bularak meydana çıkarmak yapımcıların kontrolünde olup tamamen ticari bir düzene dayanmaktadır. Bundan şunu anlayabiliriz: Marka oyuncular belli bir türde film (korku, komedi, aşk, vb.) için bir araya gelirler. Burada hemen hemen her şey bellidir, seyirci ne göreceğini bilerek, ne kadar erotik sahne ya da ne kadar aksiyon ve uçan ve patlatılan araba ile görüntüsü seyredeceğini bilerek o salona gider. Bu türdeki filmlerdeki hesaplama süreci de beklenen kazanç doğrultusunda A, B ve C gibi kalitesine göre bir sınıflamaya bile gider. Sorulacak soru şu olmalıdır, böyle bir amaca yönelik yazılan senaryo, ‘yaratıcı’ bir iş midir ? Aslında bir açıdan evet.

Her zaman olmasa da toplumda ki meyiller Senaryo yazarını fikir oluşturması açısından etkileyebilir. Bu etkilenme istem dışı olabileceği o yazarın da toplumun bir bireyi olması dolayısıyla anlaşılabilirdir de. Buna karşın sadece kolay prim toplamak amacıyla ‘tutan’ fikirlere yönelmek de mümkün olabilir. Sinema sektörünün ilerlememesinin bir sebebi de burada düşülen komik durumlardır ki bu da yazara göre ‘tutacak’ fikrin aslında para da kazandırmayacak bir fikir olması ve olayın tam bir fiyaskoya dönüşmesidir. Yazarın fikir bulma sürecini etkileyen dış etkenler çok farklı olabilir. Hiçbir şeyden etkilenmeden yani kendisi haricindeki etmenlere maruz kalmayan ve yapacaklarını dayatılara göre değiştirmeyen bir yönetmenden söz etmek mümkün değildir. Bu sebepler ekonomik (maliyet), yönetmenin sosyal konumu, toplumdaki trendler olabilir.

Çekim maliyetlerinin fikirleri yönlendirmesi herhalde en sık yaşanan durumdur. Bir çok yönetmen yapmak istediği bir şeyden ya da gitmek istediği bir yönden ekonomik şartlar nedeniyle vazgeçebilir. Ancak maliyet yönetmenin aklında film çekimi ile doğru orantı içerisinde değildir. Hiç bir yönetmen işinin yeterli düzeyde dahiyane olmaması durumu için para bu kadardı dememelidir. Gerçek ten iyi fikirin maliyeti sıfırdır. O fikri dahiyane yapan da bir bakıma budur.